Wednesday 9 May 2012

Asıl Antagonizma.


"...it is only after a de-intellectualization of leftist militancy as a result of the violece of the coup d’etat and what followed that the cleft gained political efficiency; that the distant ideal Militant became an object of desire for the communist thinker’s desire and the detached intellectual/artist became an object of resentment for the militant’s.

Chto Delat on the other hand discreetly offered a model of a militant intellectual (or artist); one which does not feed on orthodox indoctrination but on in-group conflict; an intellectual consistency which is not afraid to let manifest its own cracks and disagreements but consistently hold on to the communist axiom"

Chto Delat yaz okulu hakkında böyle yazmışım geçen yaz döndükten sonra. Galiba bir süredir özellikle FT ile sohbetlerde demeye çalıştığım şey şu: sanki esas mesele entelektüel ile nesnesi arasındaki uzlaşmazlık gibi bir takıntı oluştu ve antropolojinin öz-düşünümsellik takıntısı bunun alamet-i farikası.

1) entelektüel ile akademik kelimelerini neredeyse eşitledi 

2) öz-düşünümsellik aslında öz-göndergeselliği katlayan bir şeyden ibaret

Halbuki asıl antagonizma entelektüelliğin nasıl yapılacağı sorusu olabilir. Dayanışmacı (kurum), kusmak yerine sindiren (üslup), ısrarcı (mizaç) bir entelektüellik ihtimali. Chto Delat'ın esas yaptığı şey entelektüellin üretim koşullarında değişim yaratmasıydı. Saydığım üç alan açısından da.

Bunu düşündürten de şurada Emrah Göker'in derleme kitap üzerine paylaştığı yazı oldu. Gerçekten de entelektüel pratiğin nasılı (estetiği, siyaseti) yerine ontolojisine çok odaklanılıyor belki de, ki bu da entelektüelliği kendi kendini gösteren bir şeye dönüştürüyor olabilir.